Yüzde Bir (% 1)
Dünyanın,
denizler hariç, yüzölçümü yaklaşık 149 milyon kilometrekare.
Türkiye'nin denizleri hariç, yüzölçümü 771 bin kilometre kare. Yani
Türkiye, dünyanın yüzde 0.5'ini (binde besini) kapsiyor. Dünyanın
nüfusu 6460 milyon. Türkiye'nin nüfusu 70 milyon. Yani Türkiye,
dünya nüfusunun yüzde 1'inden biraz fazlasını oluşturuyor. Satınalma
gücü paritesiyle ölçüldüğünde Dünyanın Gayrisafi Yurtiçi Hasılası (DGSYIH)
toplamı 55.6 trilyon dolar. Türkiye'nin aynı ölçüye göre gayrısafi
yurtiçi hasılası (GSYIH) 551 milyar dolar. Yani Türkiye, dünya
gayrısafi yurtiçi hasılasının yüzde 1'ini yaratıyor (ya da dünyanın
toplam gelirinden yüzde 1 pay alıyor.) Satınalma gücü paritesiyle
hesaplandığında dünyada kişi başına ortalama gelir 8760 dolar.
Türkiye'de aynı ölçüyle hesaplanan kişi başına ortalama gelir 7680
dolar. Yani Türkiye'nin kişi başına geliri dünya ortalamasının biraz
altında bulunuyor. Dünyanın toplam ihracat rakamı 9.1 trilyon dolar.
Türkiye'nin ihracatı (2004) 63 milyar dolar. Yani Türkiye, dünya
ihracatının yüzde 0.7'sini gerçekleştiriyor. Dünyanın ithalat rakamı
toplamı 9.4 trilyon dolar. Türkiye'nin ithalat miktarı 97.2 milyar
dolar (2004). Yani Türkiye, dünya ithalat toplamının yüzde 1'ini
yapıyor.
Dünyadaki ekonomiler kişi başına gelire göre sınıflandırıldığında
kişi başına geliri 825 doların altında olanlar düşük gelirli
ekonomiler, 826- 3255 dolar arasında olanlar orta gelir düzeyindeki
ekonomiler, 3256-10066 dolar arasında olanlar orta üst gelir
düzeyindeki ekonomiler ve 10066 dolardan yukarı geliri olanlar
yüksek gelir düzeyindeki ekonomiler olarak sınıflandırılıyor.
Türkiye bu sınıflandırmada orta üst gelir kategorisindeki ülkeler
arasında bulunuyor.
Özetle 100 kişilik 100 metrekarelik ve 100 dolar gelire sahip ve
birbiriyle 100 dolar toplam tutarında alış veriş yapan insanların
yaşadığı bir dünyada yaşayan tek Türk, 0.5 metre kare toprağa sahip,
toplam 100 dolarlık üretimin 1 dolarlık bölümünü üretiyor,
diğerlerine 0.7 dolarlık mal ve hizmet satıyor ve onlardan 1
dolarlık mal ve hizmet satın alıyor. Buraya kadar yapılan
karşılaştırmalar Türkiye'nin dünyanın yaklasik yüzde 1'ini oluşturan
bir ekonomiye sahip olduğunu gösteriyor bize.
Böyle bir dünyada ötekiler de Türkler kadar pay alsa inanılmaz adil
bir görünüm çıkardı ortaya. Ama gerçek böyle değil. Burada her bir
Amerikalıya 5 dolar, her bir Avrupalıya 4 dolar düşüyor. Buna
karşılık her bir Çinli yalnızca 0.6 dolar, her bir Hintli de 0.4
dolar elde ediyor. Türkiye öyle bir konumda ki bütün dünyanın
ortalamasını temsil ediyor. 1 Türk 1 dolarlık üretim yapıyor, bunun
0.7 dolarını ötekilere satıyor ve onlardan 1 dolarlık mal alıyor ve
geri kalan tutarı da (0.3 dolar) ötekilerden borçlanıyor.
Böyle bir dünyada gelecekte iki şeyden birisi olacak. Ya 100
dolarlık pasta büyüyecek ve pasta büyürken göreli düzelmeler olacak,
örneğin Çinli başına gelir 0.6 dolardan yukarı gidecek; ya da mevcut
pastanın paylaşımında dengeler yeniden oluşacak. Yani dünyanın
bugünkü görünümü her bir ülkenin kendi iç görünümündeki
çelişkilerden farklı değil. Nasıl ki her bir ülkenin kendi içinde
gelir dağılımı eşitsizlikleri varsa aynı şey dünya genelinde de söz
konusu. Türkiye bu durumun önemli istisnalarından birisi.
Türkiye'nin içinde ciddi bir gelir dağılımı eşitsizliği var. DİE'nin
açıkladığı 2003 yılına ilişkin Gini Katsayısı (GK) 0.42 (optimal GK=0). Bu oldukça adaletsiz bir gelir dağılımını
gösteriyor. Buna karşılık Türkiye'nin dünya gelirinden aldığı pay
son derecede adaletli (ya da dünya üretimine yaptığı katkı çok
ölçülü).
Türkiye, gelecekte ekonomik dengelerini zedelemeden dış
borçlanmasını düşürüp, kendi iç gelir dağılımını düzeltebilirse
dünya açısından örnek oluşturacak ve bugün çalkantılar yaşamasına
karşılık gelecekte bir barış adası olacak. Türkiye'nin geleceği
açısından temel alınacak misyon bu olmalı.
Dr. Mahfi Eğilmez
|