(BE)
Bilgi Ekonomisine
Geçiş Sürecinde Türkiye Ekonomisinin Dünyadaki Konumu
Bilgiyi üretme, kullanma ve yayma
yeteneği olarak tanımlanabilecek teknolojik yetenek, uluslararası
rekabet gücünün ve ekonomik büyümenin, dolayısıyla da toplumların
refahının en kritik belirleyicisi haline gelmiştir. Teknolojik
gelişme açısından ileri olan ülkelerde ekonomik faaliyetlerin önemli
bir bölümünü bilgi yoğun faaliyetlerin oluşturduğu bir değişim
süreci yaşanmaktadır. Günümüzde, mal ve hizmet üretim
faaliyetlerinin artan ölçüde bilgi kullanımını gerektiriyor
olmasından hareketle ekonomileri tanımlamakta “Bilgiye Dayalı
Ekonomi” veya “Bilgi Ekonomisi” kavramları kullanılmaya başlanmıştır.
Dünyada belirginlik kazanmakta olan bilgi ekonomisine geçiş süreci
üretimden pazarlamaya bütün ekonomik faaliyet alanlarında yapısal
bir dönüşümü ifade etmektedir. Baş aktörünün teknolojik yetenek
olduğu bu süreçte, ülkelerin uzun vadeli gelişme perspektifleri
yeniden şekillenmektedir. Önümüzdeki dönem, gelişme stratejisinin
ana eksenini, ekonomik ve sosyal bütün boyutlarıyla, teknoloji
yeteneğinin geliştirilmesi yönünde oluşturup kararlılıkla uygulayan
ülkelerin daha da öne çıkacağı bir süreç olacaktır.
Bu kapsamda, bu çalışmanın temel amacı, 1999 yılında OECD tarafından
yayınlanan ve OECD üyesi ülkelerde bilgiye dayalı ekonomiye geçiş
sürecinin sayısal göstergelerle incelendiği çalışma esas alınarak,
Türkiye ekonomisinin bilgiye dayalı ekonomiye geçiş sürecindeki
konumunu irdelemektir. OECD tarafından yapılan çalışmada Türkiye
ekonomisi üzerine ölçüm ve değerlendirmelerin çok sınırlı olması bu
çalışmanın yapılmasını gerekli kılmıştır. Çalışmanın ortaya koyacağı
bulgular gelişme perspektifimizin bir dönüm noktasında olduğu
günümüzde ekonomik ve sosyal politikaların oluşturulmasına
önemli katkı sağlayabilecektir.
Çalışmanın önemli bir bölümünde, diğer OECD ülkeleriyle kıyaslamalı
olarak, 1990-2000 döneminde Türkiye ekonomisinde bilgiye dayalı
ekonomiye geçiş sürecinin temel göstergeleri sunulmakta ve kısaca
değerlendirilmektedir. Veri kısıtı nedeniyle bilgi ekonomisine geçiş
sürecinin sayısal göstergelerle değerlendirilmesi imalat sanayiyle
sınırlandırılmıştır. Sayısal göstergeler yanında, bilgi veya
teknolojik yeteneğin rekabet gücü ve ekonomik büyüme sürecinde
taşıdığı önem teorik açıdan da ele alınmaktadır.
Bu çalışmanın ortaya koyduğu bulgular üretim, yatırım ve rekabet
gücü göstergelerinde Türkiye ekonomisinin OECD ülkelerinin önemli
bir bölümünde gözlenen bilgiye dayalı ekonomiye geçiş sürecinin
gerisinde kaldığını göstermektedir.
Çalışmada ayrıca, bilgiye dayalı ekonomiye geçiş sürecinde kritik
önem taşıyan ve uzun dönemli ekonomik büyüme oranı ile rekabet
gücünü artırmanın başlıca unsurlardan yatırım, eğitim,
Araştırma-Geliştirme faaliyetleri (Ar-Ge), patent, doğrudan yabancı
sermaye yatırımları ve bilişim ve iletişim teknolojileri alanlarında
Türkiye’nin dünyadaki konumu incelenmektedir. Ortaya konulan
bulgular Türkiye ekonomisinin bilgi ekonomisine geçiş sürecinin
temel dinamiklerini oluşturan bu alanlarda oldukça yetersiz konumda
olduğunu göstermektedir.
Çalışmanın ikinci bölümünde bir ekonominin bilgi ekonomisine geçiş
sürecindeki konumunu belirlemede OECD tarafından önerilen bilgi
yoğun üretim faaliyetleri sınıflaması sunulmakta; üçüncü bölümde
yatırım, üretim ve katma değer ölçütleri esas alınarak Türkiye
imalat sanayiinin bilgi ekonomisine geçiş sürecindeki konumu
incelenmektedir. Teknoloji ve rekabet gücü arasındaki ilişki
dördüncü bölümde incelenmektedir. Bu bölümde, bilgi ekonomisine
geçiş sürecinin dış ticaret ile ilgili göstergeleri sunulmakta ve
Türkiye ekonomisinin rekabet gücü tartışılmaktadır. Beşinci bölümde,
bilgi ekonomisine geçişin kritik unsurlardan olan yatırım, Ar-Ge,
patent, doğrudan yabancı sermaye yatırımları ve bilişim ve iletişim
teknolojileri alanlarında Türkiye’nin dünyadaki konumu
incelenmektedir.
Raporun bütününü okumak için:
Bilgi Ekonomisine
Geçiş Sürecinde Türkiye Ekonomisinin Dünyadaki Konumu, Şeref
Saygılı, Stratejik Araştırmalar Daire Bsk., DPT (pdf)
Şeref
Saygılı, Stratejik Araştırmalar Daire Bsk., DPT
|