Türkiye Çelişkileri
Türkiye ekonomisi son dört yılda yakaladığı % 7.8'lik ortalama
büyüme hızıyla, 1923'ten bu yana geçen dönemin % 4.9'luk büyüme
ortalamasının çok üstünde bir performansla ekonomisini büyütmeyi
başarmış bulunuyor. Buna karşılık 2001'de % 8.4 olan işsizlik oranı
2005'te % 10.3 olarak gerçekleşmiş durumda. Yani son dört yılda
büyüme rekorları kıran Türkiye, işsizliği azaltmak bir yana artırmış.
Verimlilik artışı bir açıklama yolu olsa da son dört yılda % 7.8
ortalama büyüme hızı yakalamış gelişme yolundaki bir ülkede işsizlik
oranının azalmayıp artması Türkiye ekonomisinin ilk çelişkisi.
Türkiye, yüksek büyüme hızının yanına bir de sabitleşmiş dalgalı
kuru eklediği için hızla zenginleşiyor. 2000'lere 200 milyar
dolarlık GSMH ve 3 bin dolarlık kişi başına GSMH ile giren Türkiye,
şimdilerde 360 milyar dolarlık GSMH ve 5 bin dolarlık kişi başına
GSMH'nin keyfini çıkarıyor. Bu rakamlar bize toplumun zenginliğinin
son yıllarda neredeyse iki kat arttığını söylüyor. Buna karşılık
oldukça bozuk olan gelir dağılımında pek bir düzelme görülmüyor.
Gelir dağılımının adil olup olmadığını ölçmede kullanılan Gini
Katsayısı 0.40'lardan aşağı inemediği için Türkiye bir türlü dünyada
en bozuk gelir dağılımına sahip ülkeler arasından çıkamıyor. Bunu
doğrulayan bir başka gösterge olarak Dünya Bankası'nın fakirlik
araştırmaları Türkiye'de her 100 kişiden 25'inin günde iki doların
altında gelire sahip olduğunu ortaya koyuyor. Türkiye ekonomisinin
ikinci çelişkisi burada saklı: Toplum zenginleşiyor ama gelir
dağılımı düzelmediği için fakirlerin sayısı azalmıyor.
Tablo 1: Ülkelere Göre 2005 Toplam
ve Kisi Basi (KB) GSYIH Dagilimi
|
GSYIH (Milyar $) |
KB-GSYIH (Bin $) |
ABD |
12500 |
36.599 |
Japonya |
4600 |
35.787 |
Almanya |
2800 |
33.929 |
Cin |
2200 |
1.703 |
Ingiltere |
2200 |
|
Fransa |
2100 |
|
Italya |
1800 |
|
Kanada |
1100 |
|
Ispanya |
1100 |
|
Brezilya |
793 |
|
G.Kore |
793 |
|
Hindistan |
775 |
|
Meksika |
768 |
|
Rusya |
766 |
|
Avustralya |
708 |
|
Hollanda |
625 |
|
Belcika |
372 |
|
Isvicre |
368 |
50.524 |
Turkiye |
362 |
5.064 |
Isvec |
359 |
|
|
|
|
Türkiye son yıllarda yakaladığı bir ivmeyle iç dengesini düzeltiyor.
Öteden beri en önemli sorunlardan biri olan bütçe açıkları (BA)
giderek kapanıyor. 2000'li yıllara %10'luk BA/GSMH oranıyla giren
Türkiye, 2005 yılında bunu %2'lere gerileterek Maastricht Kriteri'ni
yakaladı. Bu gelişme Türkiye'nin mali disiplini sağlaması açısından
çok önemli. Geçmişte Türkiye'nin sorunu bütçe açığının finansmanı idi.
Bu sorun artık önemini kaybetmeye başlamış görünüyor. Buna karşılık
2000'lere %2'ye yakın CA/GSMH oranıyla giren Türkiye, bu oranı
şimdilerde % 6.5'lere çıkarmış ve bu kez dış dengeyi ve onun
finansmanını sorun haline getirmiş durumda. Türkiye ekonomisinin
üçüncü önemli çelişkisi buradan kaynaklanıyor: Geçmişte bütçe açıkları
dış denge sorununa yol açardı, şimdilerde dış denge sorununun dönüp
bütçe açığına ya da iç denge sorununa yol açıp açmayacağı tartışılıyor.
Türkiye'de kamu kesimi dış borç stoku gerilemeye başladı. 2004'te 74
milyar dolara ulaşmış bulunan kamu kesimi dış borç stoku 2005'te 65
milyar dolara indi. Geçmişte dış borçlanmada disiplinsiz davranan ve
bu disiplinsizliği özel kesim tarafından eleştirilen kamu kesimi
sonunda bu disiplini yakalamış görünüyor. Buna karşılık özel kesim dış
borç stoku hızla artmaya başladı. 2004'te 67 milyar dolar olan özel
kesim dış borç stoku 2005 sonunda 87 milyar dolar düzeyine kadar
yükselmiş bulunuyor. Yani bu kez geçmişte kamu kesimini suçlayan özel
kesim disiplini elden bırakmış görünüyor. Kamu kesimi, borçlanma
disiplinini acı deneyimler yaşayarak öğrenmiş gibi dururken özel kesim
geçmişte yaşadığı benzer acı deneyimlere karşın parite düşüklüğünden
yararlanmak uğruna bu disiplinden uzaklaşarak hızla dış borç stokunu
artırıyor. Dördüncü çelişki burada: Öteden beri sorunun kaynağı olarak
takdim edilen kamu kesimi kendi dış borç stokunu düşürdüğü halde
Türkiye'nin dış borç stoku artmaya devam ediyor.
Türkiye'de özel kesim giderek güçleniyor. Ne var ki özel kesim
kuruluşları ve özelleştirilen kamu kuruluşları yabancılar tarafından
alınıyor. Beşinci çelişki burada: Güçlenen özel kesim, malına, güçsüz
olduğu dönemdeki kadar sahip çıkamıyor.
Türkiye ekonomisinin geleceğine bu çelişkiler damga vuracak.
Dr.
Mahfi Eğilmez
|