Kent Güvenlik Yönetim Sistemi, MOBESE
Sayın Müsteşarım, değerli katılımcılar,
misafirimiz, Türklerin misafirperver özelliğini bildiği için bu joker hakkını
kullandı. Gayet de yerinde oldu!..
Ben, Emniyet Genel Müdürlüğü Bilgi İşlem Daire Başkanlığı, Güvenlik ve Projeler
Şube Müdürüyüm.
Bahsedilen konular genel konular, ama insanların yoğun olarak yaşadığı yerler
şehirler ve şehirdeki güvenlik, polisin zaten görevidir. Kamuoyunda MOBESE
olarak bildiğimiz, öncelikle İstanbul’da başlayan, daha sonra taleplerin artması
nedeniyle oradaki standartların oluşturulmasıyla ilgili 2005 yılında bu konuyla
görevlendirildim ve bununla ilgili çalışmaları kısaca, bu konu hazırlığında
nelere dikkat edildi, neler var hakkında sizlere bilgi vermeye çalışacağım.
Kent güvenlik yönetim merkezlerinin bir bütün olarak ulusal sonuçlar
üretebilmesi, standart yazılım, donanım ve hizmetler gibi verimliliğin
sağlanması, projelerin işletilmesi ve idamesinde karşılaşılabilecek sorunların
en aza indirilebilmesi için her birinin ihtiyacına uygun olarak standart bilişim
sistemi tasarlanmış, birbirleriyle uyumlu olarak çalışabilecek kent güvenlik
yönetim merkezlerinin oluşturulduğu yazılım, donanım ve hizmet bütünlüğü, kent
güvenlik yönetim sistemi olarak adlandırılmaktadır.
Kapsamda anlatacağımız konular, tanım olarak kısaca Emniyet Genel
Müdürlüğünün, asayişi sağlamak, iç güvenliğe yönelik tehditleri bertaraf etme ve
denetim görevini daha etkin gerçekleştirmek üzere mevzuata uygun, görüntü konusu,
kişisel haklar diyebileceğimiz bir sıkıntı var Türkiye’de; mevzuata uygun olarak
elde edilen görüntü, ses ve konu özetlerinin işlenerek anlamlı sonuçlar
üretilmesini ve sonuçların Polnet uygulamalarıyla –bizim veri tabanımız ve bunun
üzerinde çalışan 42 projemiz var- bu uygulamaların desteklenmelerini sağlayan
modüler olarak geliştirilmiş bir bilişim sistemimizdir.
Neler var, amacımız nedir?.. Güvenlik hizmetlerinin verimliliğinin, yani polisin
etkinliğini veya iç güvenlik birimlerinin etkinliğini artırmak, algılanması zor
güvenlik tehditlerini algılamak, görüntüleme sistemlerini, özellikle mevcut veri
tabanıyla ilişkilendirerek, adli soruşturmada ihtiyaç duyulabilecek kanuni
delilleri üretmek, kişilik hak ve hürriyetlerine dokunulmadan genel asayişi
temin edebilmek.
Bunları yaparken 3 ana başlık altında topladık. Bunlar nelerdir; önce
gereksinimlerimizi ortaya koyduk, yani toplumda şu anda Türkiye’nin artık hızlı
bir teknolojiye karşı ilgisi ve merakı var, bunun için de harcamaktan,
projelendirmekten hiç kaçınmıyor, ancak en büyük konu ihtiyaçların ortaya
konulması ve ihtiyaçlara göre –anlatacağım üzere- kent yönetim sistemi olarak
bunları yapmaya çalıştık ve temel olarak bunları oluşturduk.
İhtiyaçlarımızı ortaya koymak konusunda, biz, iç güvenlikten sorumlu birim
olarak gereksinimlerimizi kısaca belirledik. Öncelikle sokaktaki olaylar için
ekiplerin mevcut Polnet uygulamalarına erişebilmesi, ulusal çapta ihbar, görev
ve ekip takibi gerçekleştirilmesi, telsiz muhaberesinin uygulamalarla
desteklenebilmesi… Bunlar konusunda ana şirketlerimizden, uluslararası
firmalardan da MOBESE’nin içeriği ile alakalı çalışmalarımızın dışında sorular,
bilgiler gelmekte olduğu için bu tarafı özetle belirtmek istiyorum. Bu
sistemleri yaparken İstanbul’u direkt örnek almadık; İstanbul’daki bir
çalışmadır. Biz, bunun üzerine çalışmalarımızı Türkiye’de standart bir yapı
uygulamasından, güvenlik açısından standartlar oluşturup, bununla ilgili
çalışmalarımızın altyapısını oluşturduk.
Sistem gereksinimlerindeki kullanılabilirlik, güvenlik, ölçeklenebilirlik,
yönetilebilirlik, karşılanabilirlik… Bütün bunların detaylı olarak çalışmaları
vardır, özellikle firmalar arasından bu dokümanları, teknik gereklilikler olarak
vermekteyiz.
Teknoloji gereksinimlerinde de, iletişim ortamının belirlenmesinde özellikle ses,
data ve görüntü öncelikle bizim bilgi havuzumuza akacağından dolayı bunlara
yönelik standart çözümleri uygulamamıza imkan sağlanmalı, Polnet uygulamalarıyla
birlikte çalışmanın tespit edilen standartları devam ettirilmeli ve Yolnet
çözümleri mümkün olduğunca benimsenmeli, yapılan ve yapılacak MOBESE denilen
kent yönetim güvenlik projelerinden faydalanılmalıdır.
Planlamalarımızda, İstanbul’daki 13 bileşeni 3 ana başlık altında topladık;
bunlar, ‘mobil uygulamalar’, ‘çağrı yönetim sistemi’ ve ‘görüntüleme sistemi’.
Görüntüleme sisteminde neyimiz var; genel olarak kayıt olarak bilinen yapının
arkasında eş zamanlı olarak elde edilen bilgilerin, delil niteliğinde saklanması,
izlenmesi, otomatik olarak veya izleme neticesinde elde edilen alarmlar hakkında
gerekli işlem ve kayıtların yapılmasını sağlayan donanım ve yazılımlardır.
Sistem, analog, dijital ve IP kameraları destekleyerek polisle işbirliği yapmak
isteyen kurumlara verilen güvenlik hizmetlerinin görüntü netliğini sağlar. Bu
konuda diğer kurum ve kuruluşların ortak çalışmaları mevcuttur.
Görüntüleme sisteminin kabiliyetleri nelerdir dediğimiz zaman, özetle, bize
bakan sokakla ilgili, plaka tanıma, hırsızlık alarmı, yasak bölge ihlali, park
yasağı ihlali, şüpheli paket alarmı, şüpheli gezinen veya duran kişi, pankart
açma, bayrak yakma, şahıs izleme, şüpheli aracın öngörülen zamandan fazla parkı
–istisna önlemler için- boyama ve yazılama eylemleri, duran trafik uyarısı…
Bütün bunları görüntü analizlerinde standart yazılımların uygulandığı,
uygulanabileceği alanlardaki çalışmaların sonucudur. Şu anda hedeflerimizi
gerçekleştirmeye doğru hızlı bir şekilde devam ediyoruz.
Çağrı yönetimi, bizimle haber merkezi veya vatandaşımız tarafından bilinen 155’e
ihbar dediğimiz olaydır. Çeşitli kaynaklardan gelen bilgiler ışığında güvenlik
kuvvetlerinin olay yerini ve idaresini düzenleyen, süreç içinde personelimizi,
uygulamayı kullanan diğer kurum ve kullanıcıların birbirleriyle iletişimini
sağlayan, coğrafi bilgi sistemiyle desteklenmiş bir bilişim sistemidir.
Biz, bunun içine uzun vadede 112’yi, itfaiye gibi acil denilen, ihtiyaç duyulan
kamu veya özel kuruluşlarla da ortak bir çalışmamız mevcuttur.
Mobil uygulamalar sistemi, 2001 yılında Dünya Bankası kredisiyle yapılan trafik
bilgi sistemimiz var. Yapılan projede emniyete düşen görev de, öncelikle
şehirlerarası yollarda ve trafik veri tabanı kullanılarak yapılan bir yapımız
var ve bunun 2003 yılından beri sürdürülen bir çalışması ile birlikte mobil
uygulamalar sistemimiz vardır.
Bunu, MOBESE’lerle, kent güvenlik sistemiyle bir bütün olarak değerlendiriyoruz.
Sadece trafik değil, sokaktaki, ulus çapında olan kaçakçılık, terör ve benzeri
bütün yapılarla alakalıdır. Yeni yapımızdaki modelimizde mobil tarafı tek olarak,
kent yönetim sisteminden ayrı olarak da yine AB desteği ile bugünlerde
gerçekleştirmeye yönelik bir projemiz var, yani hemen hemen tüm ulus çapında
büyük şehirlerimiz ve şehirlerarası yollarda şu anda trafik bilgi sistemi 40
ilimiz arasındaki şehirlerarası yollarımızda mevcuttur. Yeni yapıyla tüm yurtta,
Mart ve Nisan ayında uygulamaya geçilecektir.
Kent Güvenlik Yönetim Sistemi’nde de şehir içindeki yapıyla alakalı, olay, şahıs,
araç arasında zaman kaybetmeden önbilgi almalarını sağlayan kullanıcıların konum
bilgisini destekleyen, gerçekleştirilen işlemlerde değerlendirme niteliğinde
döküm, grafik ve harita üretebilen yazılım, donanım ve hizmet bütünlüğüdür.
Bununla ilgili olarak özellikle Türkiye’mizin Doğu ve Güneydoğu Bölgelerindeki
sıkıntılardan kaynaklı olarak sağlıklı bilgiye ulaşmak açısından, nüfus kimlik
bilgisi, sürücü bilgisi, sürücü ceza puanı, aranıp aranmamasıyla ilgili GBT
bilgisi, çalıntı araç, tescil bilgisi ve bunların coğrafi bilgi sistemleriyle
desteklenmesi, şehirlerde, belediye hudutları içerisinde gerçekleşecek bir
yapımızla ilgili olarak anında bilgi, veri tabanındaki her türlü bilgiye online
ulaşıp, suç ve suçlulukla ilgili etkin denetimi gerçekleştirebilmek temeldeki
hedefimizdir.
Teşekkür ediyorum. Çok özet bir sunum oldu ama, sorularınız olursa
cevaplandırabilirim.
Adem Dagdeviren, Güvenlik ve Projeler Şube Müdürü, EGM1
1.AnaYurt Güvenliği Semineri, Kasım 2007, Ankara
|